Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar ve Ayrım Noktaları
Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar ve Ayrım Noktaları
Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, Türk Ceza Kanunu’nun Kişilere Karşı Suçlar başlıklı İkinci Kısmının altıncı bölümünde 102 ve 105.maddeler arasında dört suç tipi olarak düzenlenmiştir. Bu kısımdaki bütün maddeler 2014 tarihinde değişikliğe uğramıştır. Kanun koyucu ilgili düzenlemeler ile; kişilerin cinsel dokunulmazlık haklarını, özel alanlarını ve genel anlamda özgürlüklerini korumaktadır. Cinsel dokunulmazlık öğretide yer alan tanımlara göre; "kişinin cinsel bütünlüğünün bir başkasının müdahalesinden korunması" anlamına gelmektedir.
Kanunda ilgili suçlar hafiften ağıra doğru olacak şekilde; cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, reşit olmayanla cinsel ilişki ve cinsel taciz olarak sıralanmıştır. Öyle ki bu başlık altında kendisinden önce düzenlenen suç yaptırımının üst sınırı, o suç yaptırımının alt sınırını; o suç yaptırımının üst sınırı ise kendisinden sonra düzenlenen suç yaptırımının alt sınırını oluşturmaktadır.
İlgili Suçların Ayırt Edici Özellikleri
Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar sıklıkta birbiriyle karıştırılmakta ve uygulamada sorunlara yol açmaktadır. Makalemin bu bölümünde, hüküm altına alınmış dört suç tipinin birbirinden ayrıldıkları noktalar en açık şekilde izah edilecektir.
1. İlk ve en temel ayrım, temas kriteridir. Kişinin vücuduna temas etmeden gerçekleşen ancak yine de içerisinde cinsel duyguları tatmin amacı barındıran fiiller, TCK’nın 105.maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçunu oluşturmaktadır. Ancak; kişinin vücuduna temas etmek suretiyle gerçekleştirilen ve cinsel dokunulmazlığın ihlali niteliğindeki fiiller, konu başlıklarında detaylarına da yer verileceği üzere, mağdurun yaşı da göz önüne alınarak, kendi içerisinde üçlü bir ayrıma tabi tutulmaktadır.
Temas kriterinde belirtilmesi gereken önemli bir husus şudur ki; ilgili suç mağdurunun 15 yaşından küçük olması ya da 15 yaşını doldurmasına rağmen ayırt etme gücünün bulunmaması halinde, işlenen suç bakımından fiziksel temas kriteri aranmaz. Belirtilen 2 durumdaki mağdur ya da mağdurlara karşı suç faili tarafından herhangi bir temas gerçekleşmese dahi, bu gruptaki kişilere karşı gerçekleştirilen bütün cinsel davranışlar, başkaca bir ayrıma tabi tutulmaksızın TCK m.103’te yaptırıma bağlanan çocukların cinsel istismarı suçunu oluşturur.
Kişinin vücuduna temas etmek suretiyle gerçekleştirilen ve mağdurun cinsel dokunulmazlığını ihlal niteliğindeki fiillerde hangi suçun oluşacağını belirlemek açısından yapılacak olan değerlendirmenin mağdurun yaşı olduğunu belirtmek gerekir. Bu kapsamda cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı ve reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarında mağdurun yaşı belirleyici unsur olarak kabul edilmektedir.
2. İkinci ayrım şu şekilde yapılacaktır; eğer mağdurun yaşı 18’den büyük ise cinsel saldırı, 18’den küçük ise çocukların cinsel istismarı suçu oluşacaktır. Önemle belirtmek gerekir ki; mağdurun suçun işlendiği tarihte 15 ila 18 yaş aralığında olduğu durumlarda, mağdurun ayırt etme gücünün olup olmadığı ile fiile rızasının bulunup bulunmadığı da suç tipinin belirlenmesi bakımından oldukça önemlidir. Öyle ki, 15 ila 18 yaş arasındaki çocuğun işlenilen fiili ayırt etme gücü bulunuyorsa ve fiile de rızası varsa; fiil cinsel ilişki boyutuna ulaşmışsa rıza geçersiz kabul edilerek reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşurken, fiilin cinsel ilişki boyutuna ulaşmaması durumunda ilgilinin rızası hukuki açıdan sonuç doğuracak, fiil hukuka uygun hale gelmeyecek ama failin sorumluluğuna da gidilemeyecek olup, bu yaş grubundaki çocukların ayırt etme güçlerinin bulunmaması halinde çocukların cinsel istismarı suçu sübut bulacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken husus şudur ki; cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar başlığı altında düzenlenen diğer üç suç tipinden farklı olarak, reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda rıza önem taşımaktadır.
